CHP eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ruh hali galiba şöyle:
28 Mayıs 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimini kaybetmesini içine rahatlıkla sindirmiş.
Hatta kendini başarılı buluyor.
Ama 5 Kasım 2023 günü yapılan CHP Kurultayı’nda genel başkanlık seçimini kaybetmesini bir türlü içine sindiremiyor.
Onu içine sindiremeyince, CHP’nin yeni genel başkanı Özgür Özel başkanlığında girdiği 31 Mart seçiminden birinci parti olarak çıkmasını da bir türlü içine sindiremiyor.
Özetlersek;
(*) 28 Mayıs’ta halkın yüzde 50’sini, ülkesinin geleceği konusunda derin bir umutsuzluk, karamsarlık ve düş kırıklığına sokan seçim sonucu ona dokunmuyor.
Ama aynı halkın aynı yüzde 50’sine ülkelerinin geleceği hakkında büyük umutlar ve sevinç veren 31 Mart seçim sonucunu bir türlü sindiremiyor.
Nereden mi çıkarıyorum bunları?
Geçen salı akşamı KRT televizyonunda yaptığı konuşmadan…
Hâlâ arkasından hançerlendiğini söyleyen, seçimi kaybetmiş başkan adayı
O konuşmada hala “arkadan hançerlendiğinden” söz ederek, adını vermeden Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu’nu suçlamaya devam ediyor.
Üstelik de şu son bir buçuk yılda hepimizin gözünün önünde yaşanan olayları saptırarak söylüyor bütün bunları.
Seçimi kaybetmiş genel başkan bize diyor ki…
(*) Evet… diyor ki;
Ben Cumhurbaşkanlığı adayı olmak istemedim, çevrem beni zorla yaptı…
Biz de diyoruz ki;
Kimse sizi zorlamadı, siz kendi kendinizi zorladınız.
(*) Diyor ki;
Adaylık konusu Altılı Masa’da konuşulmadı?
Hepimiz biliyoruz ki, konuşulmadı değil, konuşturulamadı, bilerek açılmadı ve son oturuma bırakıldı ve orada da bir olup bitti yaratıldı.
Hepimiz biliyoruz ki Meral Akşener en azından bir konuda haklıydı.
Dışarda yaptığı konuşmalarda hep “Seçilebilir bir aday bulmalıyız” dedi.
Kemal Bey anketlerde siz değil, Yavaş ve İmamoğlu öndeydi
(*) Kemal Bey diyor ki;
Bütün anketler benim şanslı olduğumu söylüyordu.
Hepimiz biliyoruz ki bütün anketlerde Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu ondan fazla oy alıyor görünüyordu.
Değişim kurultayda konuşulmayacak da genel başkanın odasında mı konuşulacaktı?
(*) Diyor ki;
‘Değişim’ konusu beni hançerlemek için bir anda partinin dışında ortaya atıldı.
Hepimiz diyoruz ki;
Beyefendi nerede ortaya atılacaktı?
Böyle bir konunun tartışılacağı en meşru platform, büyük kurultay değil midir?
Seçimli kurultaya girilirken kimler tarafından başlatıldı bu tartışma?
Partinin üyeleri, belediye başkanları tarafından değil mi…
Nesi yanlış bunun?
Kemal Bey sizin döneminizde seçilen delegelerle yapılan seçimi kaybettiniz
Neticede, sizin genel başkanlığınız döneminde seçilen delegelerin oy kullandığı bir kurultayda seçimi kaybettiniz.
CHP için övünülecek bir durum bu, dövülecek değil.
Başka partilerde mutlak liderlerin despotça yönetimi söz konusuyken, CHP’de genel başkanlık seçimle el değiştirdi…
Zaten “değişim” de partinin Türk siyasetinde bu farkı yaratmasıyla başladı.
İçinizdeki öfke sizi fena halde çirkin ve haksız bir duruma düşürüyor.
Sizin kaybettiğiniz kurultayda kazananlar, 31 Mart’ta seçimi de, yerel iktidarı da kazandı
Demek ki kendisini sevmeyenler onu aday olmaya zorlamış.
Hiç olmazsa sevenleri de ona 31 Mart seçiminin sonuçlarını hatırlatmalı.
Sayın Kılıçdaroğlu, kaybettiğiniz kurultayda kazanan yeni yönetim, 31 Mart günü AKP’ye 22 yıldan beri ilk seçim yenilgisini tattırdı.
Daha da önemlisi CHP’yi birinci parti yaptı.
Ondan önemlisi, merkezi iktidarın karşısına çok güçlü bir yerel iktidar çıkararak, ülkede 22 yıldır kendine “Sen beyaz bir azınlıksın” duygusu verilen insanlara, “Biz de bu ülkenin vatandaşlarıyız” güvenini verdi…
Mayıs anketleri “CHP arayı 5 puan açtı” diyor Kemal Bey
Üstelik bu bitmedi…
Son seçimi en iyi tahmin eden araştırma şirketlerinden Metropoll’ün mayıs ayı anketi, “Bugün milletvekili seçimi yapılsa” CHP oylarının yüzde 35’i geçtiğini, CHP’nin AKP’nin 5 puan önüne geçtiğini gösteriyor.
Ayrıca bastıramadığınız bu öfke, bu içinize sindirememe haliniz size büyük yanlışlar yaptırıyor.
“Bu iktidarla müzakere edilmez mücadele edilir” diyerek ne yapmak istiyorsunuz?
“Bu iktidarla müzakere edilmez mücadele edilir” diyerek yumuşama politikasını torpillemeye çalışıyorsunuz.
Oysa anketler halkın yüzde 64’ünün, yeni CHP yönetiminin “yumuşama” politikasını desteklediğini ortaya koyuyor.
Sizin gibi “Müzakere etmeyelim, kavga edelim” diyenlerin oranı yüzde 12…
Onun da büyük bölümü küskün radikal İslamcılar ve radikal MHP’liler.
Ama siz 31 Mart başarısının üzerinden daha 2 ay geçmeden, yıpratıcı bir çabaya girdiniz.
Girin…
Hiç mahsuru yok.
Nasılsa hiçbir şeyi başaramayacaksınız.